Yaklaşık 1 sene önce hizmete açılan ve 2020 yılı için ‘Avrupa’da
Yılın Müzesi’ olmaya aday gösterilen Troya Müzesi; eşsiz eserleri, tarihe ışık
tutan belgeleri ve modern yapısıyla ziyaretçilerini etkiliyor.
Çanakkale merkeze bağlı Tevfikiye köyü sınırları içinde
bulunan ve 10 Ekim 2018 tarihinde hizmete açılan Troya Müzesi, yerli ve yabancı
tarih meraklılarına eşsiz bir deneyim sunuyor. 3 bin metrekarelik sergi
salonları dahil olmak üzere toplam 12 bin 750 metrekare kapalı alana sahip
müzede, Homeros’un İlyada Destanı ile tarihe geçmiş Troas Bölgesi’nde iz bırakan
Troya kültürlerinin yaşamı ile arkeolojik tarihi, kazılardan çıkan eserler
aracılığıyla anlatılıyor. Ziyaretçiler müzeyi gezerken; Troas Bölgesi
Arkeolojisi, Troya’nın Tunç Çağı, İlyada Destanı ve Troya Savaşı, Antik Dönemde
Troas ve İlion, Doğu Roma ve Osmanlı Dönemi, Arkeoloji Tarihçesi, Troya’nın
İzleri konularını kapsayan yedi başlığa bölünmüş bir hikayeyi takip ediyor. İç
mimarisi ile ziyaretçilerini kendine hayran bırakan 4 katlı müzede 2 bin yıl
öncesine ait kolyelerden tarihi lahitlere pek çok göz kamaştırıcı eser
bulunuyor. 75 milyon liraya mal olan Troya Müzesi, yaklaşık bin 800 esere ev
sahipliği yapıyor. Daha önce Türkiye’den kaçırılan ve müzenin yapımı aşamasında
Pensilvanya’daki Pen Museum’dan geri alınan 24 eser de müzede ziyaretçiler
tarafından ilgiyle inceleniyor.
“Önümüzdeki yıl 1 milyon ziyaretçiye yürüyoruz diye
düşünüyoruz”
Geçen sene ziyarete açılan Troya Müzesi’nin şu ana kadar
yaklaşık 150 bin ziyaretçiyi ağırladığını belirten Troya Müzesi Müdürü Rıdvan
Gölcük, “Ziyaretçilerimizi sadece müze açısından değerlendirmemek lazım,
burasının Ören Yeri’ne de bu konuda bir katkısı oldu. Bu yıl Ören Yeri ile
birlikte toplamda 750 bin ziyaretçiyi aşacağız. İnşallah önümüzdeki yıl da 1
milyon ziyaretçiye yürüyoruz diye düşünüyoruz. Müzede yaklaşık bin 800 eser
sergileniyor. Troya kentinin en öne çıkan eserleri burada mevcut. Bildiğiniz
gibi 2018 yılının ekim ayında resmi olarak müzemiz ziyarete açıldı. Toplamda da
75 milyon gibi bir ücrete mal oldu” ifadelerini kullandı.
“Umut ediyoruz, finale kalıp bu ödülü de alacağız”
Troya Müzesi’nde en çok ilgi çeken eserler hakkında bilgiler
veren Rıdvan Gölcük, “Müzenin adı Troya Müzesi olunca özellikle Troya Antik
Kenti’nden çıkan eserler büyük ilgi görüyor. Çünkü müzede Troya dışında Troas
bölgesindeki Assos ve Parion gibi antik kentlerden gelen eserler de var. Fakat
Troya kentinden çıkan eserler ayrı bir ilgi görüyor. Özellikle Polyksena lahdi
bu eserler arasında en ilgi çekeni. 2020 yılında ‘Avrupa’da Yılın Müzesi’
ödülüne adaylığımız var. Önümüzdeki ay finale kalan müzeler açıklanacak.
İnşallah bu konuda da finale kalan müzeler arasında yer alacağımızı
düşünüyoruz. Troya Müzesi sadece Çanakkale için değil, hem ülkemiz için hem de
İlyada’ya Homeros’a, Troya hikayesine ilgi duyanlar için son derece önemli bir
müze oldu. Aynı zamanda ülkemizin kültürel diplomasisine önemli katkı veren
müzelerden birisi oldu. Dolasıyla da bu adaylık sürecimiz son derece yerinde.
Umut ediyoruz ki, finale kalıp bu ödülü de alacağız” şeklinde konuştu.
“Elimizdeki en büyük hazine Troya Müzesi”
Müzenin yapımı aşamasında Amerika’daki Pen Museum’dan
Türkiye’ye geri kazandırılan eserler hakkında da görüşlerini paylaşan Gölcük,
şunları kaydetti:
“Yurt dışına kaçırılıp bugün Troya Müzesi’nde sergilenen
eserler, Pensilvanya’daki Pen Museum’dan geldi. 24 eser Amerika’dan Türkiye’ye
döndürüldü. Hatta müze projesi hazırlanırken bu dönüşler sağlandı. Müzenin
açılmasıyla birlikte de burada sergilenmeye başladılar. Genellikle şu sorulur;
‘Troya hazineleri Türkiye’ye döndü mü, ne zaman dönecek?’ Ben hep şunu
söylüyorum; Troya’nın en büyük hazinesi şu an elimizde. Elimizdeki bu hazinenin
adı da Troya Müzesi.”
YORUMLAR