Çocuklarınızı aşırı kaygılı kişilerden uzak tutun

Korona virüs tedbirleri çerçevesinde uygulanan sokağa çıkma yasağı ile birlikte, korona virüsün çocukların da gündemine girdiğinin altını çizen İl Sağlık Müdürlüğü Pisko Sosyal Destek Birimi Çocuk Gelişim Uzmanı Sümeyra Ünver, "Çocuklarınızla keyif veren şeyler izleyin, aşırı kaygılı kişilerden uzak tutun" uyarısında bulundu.

Çocuklarınızı aşırı kaygılı kişilerden uzak tutun

Korona virüs tedbirleri çerçevesinde uygulanan sokağa çıkma yasağı ile birlikte, korona virüsün çocukların da gündemine girdiğinin altını çizen İl Sağlık Müdürlüğü Pisko Sosyal Destek Birimi Çocuk Gelişim Uzmanı Sümeyra Ünver, "Çocuklarınızla keyif veren şeyler izleyin, aşırı kaygılı kişilerden uzak tutun" uyarısında bulundu.

Çocuklarınızı aşırı kaygılı kişilerden uzak tutun
06 Nisan 2020 - 11:52 - Güncelleme: 06 Nisan 2020 - 11:53

Korona virüsün çocukların da gündemine girdiğini, bu süreçte ebeveynlerin çocukları doğru bilgilendirmesi ve duygusal açıdan desteklemesinin önemli olduğunu söyleyen İl Sağlık Müdürlüğü Pisko Sosyal Destek Birimi Çocuk Gelişim Uzmanı Sümeyra Ünver, "Çocukları en doğru şekilde bilgilendirmek için doğru bilgiye ulaşmak gerekir. Özellikle sosyal medyada yayılan asılsız haberlere itibar etmemek ve çocukları bu tarz haberlerden uzak tutmak gerekir. Ölen kişi sayısı gibi çocuklar tarafından bilinmesi gerekmeyen haberleri de çocukların yanında izlememek ve konuşmamak doğru olacaktır" dedi.
Virüs ve virüse karşı alınması gereken önlemlerin çocuklara uygun bir şekilde anlatılmasının faydalı olacağını aktaran Ünver, "Çocuklara korona virüsünün bir çeşit grip virüsü olduğunu, taze sebze, meyve, bol su ve sabun sevmediğini söyleyebilirsiniz. 'Ellerini yıkarken . şarkısını (sevdiği bir şarkı) söylemeye ne dersin? Şarkı bitene kadar ellerini sabunlarsan mikropların öldüğünden emin olabiliriz.” diyerek el yıkama süresini somutlaştırmasına yardımcı olabilirsiniz. Ayrıca virüsün temas ile bulaşması sebebiyle “Bir süre başkalarıyla selamlaşırken gözlerimizi kullanabiliriz. Böylece el sıkmak ya da sarılmak yerine birbirimizin gözlerine bakarız. Ya da elimizi havaya kaldırıp merhaba diyebiliriz.' gibi açıklamalarla alternatif iletişim yöntemlerini öğretebilirsiniz. Ellerini yıkamayı unutmak, bir arkadaşına sarılmak, elini ağzına götürmek gibi vermiş olduğunuz önlem kurallarına uygun davranmayı unuttuğu zaman çocuğunuza kızmayın. Bu yeni sürece adapte olmak için zamana ihtiyacı olduğunu hatırlayın ve örnek olun" diye konuştu.
Çocukların ebeveynlerinin duygularından ve tutumlarından çok etkilendiğinin altını çizen Ünver, "Bu sebeple ebeveynlerin olumlu düşünmesi ve süreçte çözüm odaklı bir yerde durması oldukça kıymetli. Duygularını regüle edemeyen yetişkinler bu konuda destek almakta gecikmemelidir. Size iyi gelen şeylere odaklanın, keyif veren şeyler izleyin, dinleyin, okuyun ve çocukları da kendinizi de aşırı kaygılı kişilerden uzak tutun. Çünkü kaygı da virüs gibi bulaşır ve tehlikelidir" ifadesinde bulunarak şu uyarılarda bulundu:
"Birlikte olmak, sevgi ve paylaşım tüm aile üyeleri için iyileştirici ve güçlendiricidir. Bu dönemde çocuklarla duygusal temasa geçmek, sohbet etmek, oyun oynamak hem mevcut kaygılarını fark etmenizi hem de böyle durumlarda onlara yardımcı olmanızı sağlar. Ebeveyn tutumları çocukların dünya ile ilgili temel inanç gelişiminde oldukça önemlidir. Ebeveynlerinden sevildiğine ve korunduğuna dair mesajlar alan çocuklar kendilerini daha güvende hissedip duygularını daha stabil tutabilirler.
Tatili evde etkinlikler planlayarak, doğa yürüyüşleri yaparak değerlendirmek de önemli bir detay. Çocuklar boş kaldıklarında kaygı verici düşüncelere daha kolay kapılırlar. Bu sebeple işlevsel bir meşguliyet oluşturmak çocukların olumsuz duygulara kapılmasını önler. Okulda eksik kalınan konuları tamamlaması, zorlandığı derslere odaklanarak tekrarlar yapması, bir hobisi varsa onunla ilgilenmesi gibi konularda çocuklara rehberlik ederek evdeki zamanı mümkün olduğunca iyi bir şekilde değerlendirmelerine yardımcı olabilirsiniz.
Kontrol hali kontrolden çıkarsa uzman desteği alın.
Obsesif kompülsif bozukluk (OKB) tanısı almış çocuklar bu süreçten daha fazla etkilenebilir. Ancak tanı almamış kaygılı çocukların da bazı düşünce, duygu ve davranışları günlük hayatlarını olumsuz etkileyecek şekilde değişmeye başladıysa ve giderek artıyorsa bir uzman tarafından değerlendirilmesi gerekir. Bu konuda uzmanlarla iş birliği yapmak olası olumsuz durumlara erken müdahalede bulunmak için oldukça önemlidir."