Kazakistan Ankara Büyükelçisi Abzal Saparbekuly, ülkesinin Sovyetler döneminde yoksul bırakıldığını ve bunu Kazakistan Kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev liderliğinde yendiğini belirterek, "Kazakistan, Sovyet rejiminde tarım ülkesiyken artık bir sanayi ülkesi ve bölgesinde en güçlü ekonomilerden biri" ifadelerini kullandı.
Ankara'da bir otelde, Kazakistan Ankara Büyükelçiliği ve Avrasya Ekonomik İlişkiler Derneği (EkoAvrasya) iş birliğiyle “Türk Devletleri Birliğine Giden Yolda Bilge Lider Nursultan Nazarbayev” paneli düzenlendi. Panele yerli ve yabancı misyon temsilcileri, milletvekilleri, bürokratlar, akademisyenler, dernek yöneticileri, üniversite öğrencileri ve basın mensupları katıldı.
Düzenlenen programda konuşan Büyükelçi Saparbekuly, 1 Aralık tarihinin "Kazakistan Kurucu Cumhurbaşkanı Günü" olarak kutlandığını kaydederek, bağımsızlığının ilanından itibaren Kazakistan'ın büyük reformlar yaparak siyasi ve ekonomik köklü değişimlere imza attığını söyledi. Saparbekuly, "Nazarbayev demek bizim için ülke, toprak, vatan demektir. Türk milleti nasıl Atatürk'le övünüyor, biz de Nazarbayev ile övünüyoruz" dedi.
Nazarbayev'i anlayabilmek için çocukluk ve gençlik dönemine bakılması gerektiğini bildiren Saparbekuly, sade bir ailede büyüdüğünü ve erken yaşta kendi başına hayata atıldığını aktararak, "Kazakların zorlu dönemlerini çocukluğunda gördü. Kazak dilinin yok olmasını, tarih kitaplarında kendi tarihini görememesi kendisini çok etkiledi" ifadelerini kullandı.
Sovyet yönetimindeki politbüro yükselişinde Kazaklara yeterince önem verilmediğini, ülkesinin büyük yoksulluklara maruz bırakıldığına dikkat çeken Saparbekuly, Kazakistan'ın bağımsızlığını kazandığında ülke enflasyonunun binlerle ölçüldüğünü, insanların iş bulamadığını ve maaşlarını alamadığını belirtti. O dönemden bugüne ülkeyi taşıyan Nazarbayev liderliğinde artık Kazakistan'da yüzde 3 yoksulluğun yaşandığını ve ülkenin gayri safi yurt içi hasılasının 9 kat büyüdüğünü hatırlatan Saparbekuly, "Kazakistan, Sovyet rejiminde tarım ülkesiyken artık bir sanayi ülkesi ve bölgesinde en güçlü ekonomilerden biri" açıklamasında bulundu.
Türk devletlerinin birliğinin önemine değinen Saparbekuly, "Türkiye'nin varlığı, güçlü olması her zaman bize güç vermeye devam edecek. Bütün Türk dünyası olarak güçlü olmamız gerekiyor" ifadelerini kaydetti.
Kapadokya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Ali Karasar da Nazarbayev'in ülkenin yönetimine geldiği 1990 yılından görevden ayrıldığı Mart ayına kadarki sürece dikkat çekerek, "Aldığı yerle bıraktığı yer arasındaki farkı görmek lazım. Nazarbayev'in sadece dünya barışı ve insanlığa katkıları değil Türk milletine bıraktığı miraslar da büyüktür" değerlendirmesinde bulundu.
Kazakların tarihte yaşadığı soykırımlar ve sosyal travmalarda tarihi, kültürü ve edebiyatını kaybettiğini anımsatan Karasar, savaşlar ve açlık sonucu Kazak nüfusun yarı yarıya düştüğünü bildirdi. Derneğin, Türkiye ile Kazakistan arasında 14 yıldır ilişkilere katkıda bulunduğunu dile getiren EkoAvrasya Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Eren de Nazarbayev'in "Türkiye ve Atatürk modelini" benimseyen bir lider olduğunun altını çizdi.
Eren, Kazak liderin "Türk dünyası mefkuresine" büyük katkılar sunduğunu vurgulayarak, "Zengin kaynakları ve geniş topraklarıyla Nazarbayev ülkesini en hızlı gelişen ülkelerden birisi yaptı. Atasözünde 'Minnettarlık sözü kısa olurmuş' denirmiş. 21. yüzyıldaki misyonun sürdürülmeye devam edeceğine inanıyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
Mamak Belediye Başkanı Murat Köse ise Nazarbayev'in vatan ve millet sevgisini her türlü menfaatin üzerinde tuttuğunu, ülkesini diriliş bilinci ile Asya'nın lider devletleri arasına taşıdığını söyleyerek, "Nazarbayev dünyadaki uluslararası sorunların arabulucusu, ileri görüşlü bir politikacı ve vizyoner bir lider" dedi.
Panel, Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şenol Kantarcı'nın başkanlığında "Asya'nın Yükselişi ve Nazarbayev" ile Kafkasya Üniversiteler Birliği Başkanı Prof. Dr. Ramazan Korkmaz'ın başkanlığında "Kültürel Öze Dönüş ve Nazarbayev" oturumlarıyla devam etti.
YORUMLAR