SINIR GÜVENLİĞİ, TÜRKİYE’NİN EN DOĞAL HAKKI
Türkiye, Suriye’de devam iç çatışmanın sınırlarına yansımasının ardından yaptığı operasyonlarla başarıyı elde etti. Sınır güvenliğini sağlamak en doğal hakkı olmasına rağmen hem Türkiye düşmanı ülkeler hem de içerdeki hainler Türkiye’nin gösterdiği bu dirayetli duruşu sindiremedi. Verdiği mücadele ile sonuca gitmesini bilen Türkiye Cumhuriyeti, en başta da muhalif grupların haksız eleştirilerine maruz kaldı.
AB SÖZÜNÜ TUTMADI
Suriye’deki iç savaş sebebiyle insani yardım amacıyla mültecileri kabul eden Türkiye, Avrupa Birliği’nin verdiği sözü tutmamasıyla da maddi problemler çekmeye devam etti. Suriye’deki insanlık dramına sessiz kalamayan Türkiye, AB’nin söz verdiği maddi desteği alamamasına rağmen bu yükü yüklenmeye devam etti. Ancak, Suriye’de verilen şehitlerin ardından Türkiye’nin, mültecilere Avrupa yolunu açması üzerine AB çark etti. Yüz binlerce mülteciyi sınır kapılarında gören Avrupa, insanlık dışı muameleleriyle eleştiri oklarının hedefi oldu ve kendi gerçek yüzünü gösterdi.
EKONOMİK TEHDİT
Suriye’de devam eden iç çatışmalar neticesinde terör unsurlarının yuvası haline gelen ülkemizin güneydoğusu sınır hattında operasyonlar başlatıldı. 2017 yılında Fırat Kalkanı ismi ile başlayan sınır ötesi operasyonlar, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı operasyonları ile devam etti. Türkiye, yaptığı bu operasyonlarla başta ABD olmak üzere bazı ülkelerin tehditlerine maruz kaldı. ABD, Türkiye’nin haklı mücadelesine karşılık ekonomik yaptırım ile gözdağı verdi. Dik duruşuyla taviz vermeyen Türkiye ise bu operasyonların hepsinden alnının akıyla çıkmasını bildi.