Yıllardan beri şehrin kanayan yarası, futbol takımları. Önce iki takımımız vardı süper ligde, Erciyesspor ve Kayserispor. Sonra bizzat Kayserispor’un teknik direktörü Ertuğrul Sağlam, “bu şehre iki takım fazla” demişti. Daha doğrusu dedirttirilmişti.
Sonrasında bu şehrin abileri her sene iki takım için para bulmak zorunda kaldıkları için olsa gerek, birini el birliğiyle ama “çaktırmadan” adım adım erittiler ve gömdüler. Erciyesspor yok edildi.
Son birkaç senedir de, Kayserispor sürekli direkten dönüyor, son olarak da geçen sene düşmesine rağmen pandemi, mandemi dediler ve düşen takımlar, federasyon tarafından alınan bir kararla düşürülmedi. Buna ençok bu şehrin ABİLERİ üzülmüştür herhalde.
Baktılar ki, erkekler bir halt edemiyor (birbirlerini suçlamaktan başka) bari bir hanım eli değsin dediler ve yok olmak üzereyken Berna Gözbaşı’na kulübü verdiler ve sonrasında da ellerini eteklerini çektiler.
Kimse yardım ediyoruz falan diye sallamasın. Etmiyorsunuz, ediyormuşsunuz gibi yapıyorsunuz.
Böyle olunca da, Berna Gözbaşı tek başına büyük paralar vermiş kulübe. Borç da olsa gerektiğinde son anda belki de parayı vermiş, takımın nefes almasını sağlamış.
Ama artık yeter, harbiden YETER…
Yapılacak tek şey bence bu şehre, bu takımı sevdirmek. Onun için de, bir işadamı arkadaşımın da önerisi olan bir öneriyi burada tekrarlamak istiyorum.
Belki zor ama bence de tek çare bu.
Recep Mamur, Erol Bedir, Mehmet Özhaseki, Berna Gözbaşı, Memduh Büyükkılıç biraraya gelecek ve konuşacaklar. Herkesin birbirine ne söyleyeceği varsa söyleyecek, iddialara göre, dedikodulara göre, menfaat sağlayan varsa bu konuşulacak ve bir şekilde ödeşilip helalleşilecek. Bu kapıdan çıktıktan sonra da, kimse kimse için olumlu dahi konuşmayacak ve herkes takım için “kandırmadan” , “mış gibi” yapmadan arkada değil önde konuşup , şehre takımı sevdirmek için elinden geleni yapacak.
Kimsenin kulüpten alacağı ya da kimsenin kulübe vereceği kalmayacak, hesaplar her manada görülüp, üstü tamamen kapatılacak.
Yoksa , bu hikaye bitmez. Her gelen gideni aratır, ya da her gelen gidenin ardından konuşur ve bu hikaye böyle sürer. Taa ki, mezarda olan Erciyesspor’un yanına gömülüne kadar.
Ve diyorum ki, cidden koskoca Kayseri’ye bu takım yükse, kimse lafı dolandırmasın, ya satalım ya da gömelim gitsin. Herkes rahat etsin.
Takım puan kaybedince sevinenler olduğu sürece, gidenlerin gelenlere samimiyetle destek elini uzatmadığı sürece kimse bu takımın geleceğinden umutlanmasın.
Ya herkes bir odaya girip hesap kitap görüp helalleşip çıksınlar ya da kimse kimseyi kandırmasın ve yazık kadın başına havuza atıldıktan sonra tamamen yalnız bırakılan Berna Gözbaşı da bu işi bırakıp kulüp anahtarını, bu şehrin VALİSİNE teslim etsin.
Kimi etiket yaptı, kimi gücüne güç kattı, kimi siyasetine dayanak yaptı, kimi gazeteciliğinde kazanamayacağı paraları kazandı, kimi de tüm bu insanları samimi sanıp karınca kararınca takıma destek verip, maçlara gidip hala bu takımın bu şehre lazım olduğu düşüncesiyle, kulübe sahip çıkmaya çalıştı.
Sonuçta, görüldü ki, bütün fırtına aslında görünen ya da görünmeyen birkaç kişi etrafından ve onların yüzünden kopuyor.
O nedenle, gerçekten samimiyetle bu takımla ya ilgilenin ya da bırakın mevcut yönetim ne yapabilecekse onu yapsın.
Rahat bırakın artık rahat. Kendiniz olun, gerçek olun ve yalan yüzlerden ve yapmacık beyanlardan kurtulup gerçekçi olun, çekin gidin ve elinizi de kulübün üstünden çekip takımın nefes almasına katkı verin, kısaca gölge etmeyin yeter.
Zira artık hiçbirimiz , yapılan güya “ŞEHİR TOPLANTILARI”ndan bıktık,toplantıya katılanlara bakın, neredeyse tüm şehri yönetenler ve abiler işadamları, siyasetçiler vs. var. Sonuça bakın ağdalı laflar. Ama gerçek sonuca bakın, takım sahipsiz. Ama artık bunu hepimiz görüyoruz ve bu sahtelikleri ve sahtekarları da biliyoruz.
Çekip gidin, çıkıp gidin, sahte maskelerinizi de, MIŞ, MİŞ’lerinizi de alıp gidin, gidin sizlerden kurtulalım, sonra biz takıma sahip de çıkarız, severiz de.
Biz kim miyiz ?
Biz saf Kayserisporlularız..
Biz gerçekten bu renklere gönül verenleriz.
Biz bu takımdan güç almayan, para pul kazanmayan,
Servetine servet katmayan, çevresine çevre katmayanlarız.
Biz düz, sade ve her hafta bilet alıp maçlara giden
Kendi gibi olan gerçek Kayserisporlularız.
Onun için biran önce bizi bize bırakın ve sahte olan herşeyinizi alıp çekip gidin.
Hiç değilse, takımın etrafındaki kuzu görünümlü kurtlar, dost görünümlü düşmanlardan arındırılmış olur.
Ama biliyorum sizler gitmeyeceksiniz ve Erciyesspor’dan sonra Kayserispor’un da düşmesini sonra da yok olup gitmesini sağlamak için gayret edeceksiniz.
Böylece tıpkı Erciyesspor’da olduğu gibi Kayserispor’da da olan bitenler, kulüpte havada uçuşan milyonlarca liralık abidikler, yüzbinlerce liralık maaşlar vs..vs.. herşey de tarih olup unutulacak ve üstüne toprak atılıp iyice gömülecek.
YORUMLAR