İlter SAĞIRSOY

İlter SAĞIRSOY

ANALİZ

PARAYI DEĞİL İNSANLIĞA HİZMETİ SEVENLERE SAYGIYLA !

08 Aralık 2020 - 09:59 - Güncelleme: 09 Aralık 2020 - 10:29

Ayda en az 20-30 bin dolar maaş, altına araba, akıllısından lüks bir ev  ve her sene,  defalarca,  seminer adı altında dünyanın dört bir yanına  “ailecek”  geziler .. Yani, sonuç olarak, bir eli balda diğeri yağda bir hayat… Kim bunu elinin tersiyle iter. Kim olacak sadece parayı değil insanlığa hizmeti seçip buna gönül verenler… Var mı peki böyle insanlar artık, kaldı mı yani ? Evet varmış, buldum, gördüm ve konuştum onlarla, hepimiz adına, insanlık adına neler yaptıklarını görünce de iyi ki varlar iyi ki tükenmemişler dedim.. İşte ERÜ  Çocuk Hastanesi Çocuk Kemik İliği Nakli Merkezi ‘nde gördüklerim…

En başta Prof.Dr. Musa Karakükcü ile Doç.Dr. Ekrem Ünal ve bu iki  isme inanmış aynı mütevazılıkta ama inanılmaz yoğun ve kısıtlı imkanlarla tıbben şapkadan tavşan çıkartan cesur yürek  tıp ordusu. 

Bir şekilde akrabamın çocuğu nedeniyle  gittiğim Çocuk Hastanesi içinde, her biri hepafiltreli 8 özel    odalı bir özel bölümde konuşlandırılmış  Erciyes Çocuk Kemik İliği Nakli Merkezi ‘ni ve çalışanlarını ilk kez gördüm.  Hepsi dar alanda kısa paslarla inanılmaz mucizevi işlere imza atan yürekli, gönüllü ve aynı oranda mütevazı insanlar. Sahip oldukları  bilgi ve donanımla, özel sektörde ya da dünyanın gelişmiş ülkelerinden istedikleri birinde, sağlayacakları harika hayatları, ellerinin  tersiyle iten isimlerden kurulu kendisi küçük ama yaptıkları çok ama çok büyük sağlık ordusunu gördüm. Ve bu ekibin meslek büyükleri v ehocaları iki isim… Birisi saçlarını bu yolda ağartmış diğeri de dökmüş, iki iyi insan. İki iyi insan diyorum çünkü başka kelime ile açıklayamıyorum.

Erciyes Çocuk Kemik İliği Nakli Merkezi…!

Ve bu merkez burnunuzun dibinde, üstelik yakın zamanda temeli atılan asıl büyük merkezin yapımı bittiğinde ; yeni haliyle de Türkiye’nin en büyüğü ve  dünyanın sayılı merkezlerinden biri, Kayseri adına, Türkiye adına göğsümüzü kabartacak, insanlık adına ise dünya tıp merkezleri arasında adını en önlere yazdıracak,  Çocuk  Hematoloji-Onkoloji Hastanesi ve Çocuk  Kemik İliği Nakli Merkezi  olacak olan, Erciyes Çocuk Kanser ve Kemik İliği Nakli Merkezi  hizmete girecek.  Hani derler  sağlık açısından, Allah düşürmesin ama ihtiyaç olduğunda da eksikliğini göstermesin, işte böyle bir merkez oluyor.

8  Yatak kapasitesi ile 2011’de Prof. Karakükçü’nün  inanılmaz ve sabır isteyen gayretleriyle, ERÜ Rektörlüğü’nün de büyük destekleriyle kurulmuş olan merkezde, bugüne kadar 400 yavruya başarılı şekilde kemik iliği nakli yapılarak, hem çocuklara, hem de ailelerine yepyeni hayatlar verilmiş. İşte şimdi  bir de bu hizmetin;  halen hayırseverlerin destekleriyle yapımı süren ve Türkiye’nin en büyük  Kemik İliği Nakli ve Kök Hücre Tedavi Merkezi olarak ihtiyaç halinde 40 yatağa kadar çıkabilecek bir merkezde verildiğini düşünün.

Peki bu merkezin giderleri nereden karşılanıyor, bu yeni süper merkez nasıl kuruluyor ? Hepsi ERÜ kaynaklarıyla mı yapılıyor ? Hayır, çünkü hem bina,  hem de fiziki şartlar ve teknolojik donanım olarak çok ciddi yatırım ve maliyetler gerekiyor. İşte bunu gören benim tabirimle tıbbın yeryüzündeki meleklerinden Prof. Musa Karakükcü ve ekibi ,hiç üstüne vazife olmadığı halde bir dernek kurmuş ve bu derneğe yapılan ve yapılacak bağışlarla da,  sözkonusu tedavi merkezi dahil diğer giderleri karşılamaya çalışan bir sistem oluşturmuş. Derneğin kısa  adı da müthiş,KANKA. Kolay ve akılda kalan biri sim. Ama açık hali öyle bildiğimiz gibi günün moda deyimindeki , kan kardeşinin kısaltması olarak kullanılan KANKA değil. 

KANKA eşittir Kansere Karşı Birlikte (KANKA) Derneği…

KANKA 2017’de Erciyes Üniversitesi bünyesinde kanser hastası çocuklara en iyi şekilde hizmet verebilmek için kurulmuş. Dernek Başkanlığını , Prof.Musa Karakükcü (ERÜ Hastaneleri  eski Başhekim yardımcısı), Başkan yardımcılığını Doç.Dr. Ekrem Ünal,  Dernek Saymanlığını Kayseri Mali Müşavirler Odası eski başkanı Anfer Yılmaz yürütüyor. Derneğin yönetim kurulu üyeliklerinde ise şehrimizin saygın ve gerçekten işin öneminin farkına varmış isimler yer alıyor;  Kayseri Pancar Kooperatifi  Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akay, ERÜ Tıp Fakültesi eski dekan yardımcılarından Prof. Dr. Meda Kondolot, Prof.Dr. Kudret Doğru ve ERÜ  Tıp Fakültesi  eski dekanlarından Prof. Muammer Hakan Poyrazoğlu.

KANKA’nın yönetiminde 7 cesur yürek ve iyi insan var. Kalpleri, kanser olmuş küçük yavruları hayata döndürmek ve bağlamak adına birşeyler yapmak için atıyor. Bu hastanenin yapımı için yola çıkma cesaretini göstermelerinin en büyük sebebi de, hiç şüphesiz Kayseri’nin bir HAYIRSEVERLER ŞEHRİ olması.

Zaten ilk etapta hemen, Kayseri ‘nin  Abisi ve  şehrin gelişmişliğinin son 30 yılına damgasını vuran Mehmet Özhaseki , elini taşın altına sokmuş ve “hadi” diyerek, Kayseri Valisi Şehmus Günaydın, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, işadamları  Süleyman Çetinsaya ve Harun Yavuz başkanlığında  Kayserili hayırseverler, Erciyes Anadolu Holding CEO’su ve yönetim kurulu başkan vekili  Alpaslan Baki Ertekin’den bir voltran grubu oluşturmuş. Öteyandan, metropol ilçelerden Melikgazi, Kocasinan ve Talas Belediyelerinin de  çok ciddi destekleri olduğunu biliyorum. Ciddi bir katkı ile çıkılan yolda, gerisi Kayserililerin hayırseverliğine kalmış. Bu yüzden de kısa sürede biteceğini tahmin ediyorum.

KANKA  Derneği i Başkan yardımcısı Doç.Dr. Ekrem Ünal’ın odasında, müthiş güler yüzü ve samimi içten yaklaşımlarıyla sohbet ederke,  bana ortadaki sehpanın altında yer alan bölümden bir katalog çıkarttı. Bir kitap, sanırım adı TIBBIN KİMSESİZLERİ idi.(inşallah doğru kalmıştır aklımda)  Burada; merkez olarak dünyanın dört bir yanından gelen deyim yerindeyse kimsesiz ve sahipsiz çocuklara yapılan ilik nakilleri ve tedaviler anlatılıyor, onlara verilen yeni hayatlardan bahsediliyordu. Doç.Dr. Ünal  bu kitaptaki, tedavi görmüş ya da görmekte olan hayatların yer aldığı sayfaları çevirirken, birinde durdu ve “bu yavrumuzun hastalığının teşhisini koyamadık henüz, vazgeçmedik,  4 senedir araştırıyoruz ama bulacağız Allah’ın izniyle” dedi. Hocanın gözündeki azmin ışıltısı ve ekibin gayretli çalışmasındaki, bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi, her ne kadar beni hayrete düşürse de, bu kitapta anlatılan “tıbbın kimsesizlerinin  kimsesi “ KANKA ve bu merkez olmuş , bunu çok iyi anladım. 

Ve diyorum ki, ben de artık bir KANKA GÖNÜLLÜSÜYÜM.

Bir gazeteci olarak yakından tanıma fırsatını bulduğum bu ekibe, elimden gelen her türlü yardımı yapmaya söz verdim, yapacağım da . Gerek çalışmaların yurt genelinde duyurulması, gerekse yardım eden ve edecek olan hayırseverlerin sayısının artması için karınca kararınca gayret edeceğim.

Yazımı şöyle bitirmek istiyorum;

Şimdi siz bu yazıyı sabırla buraya kadar okudunuz ve aklınızda birşeyler muhakkak ki kaldı. Ama ben diyorum ki ,bir de  bu yazıyı gözünüzün önünde, şu anda sağlıkla oynayan koşturan yavrularınız veya torunlarınızın, Allah korusun ama bir an da olsa, kanser olduğunu düşünerek tekrar okuyun.

O zaman ne demek istediğimi ve neler yapmanız gerektiğini daha iyi anlayacaksınız, eminim.

Parayı değil, insanlığa hizmeti sevenlere ve bu yönde gayretle çalışıp çabalayan herkese, saygıyla…

YORUMLAR

  • 0 Yorum