Ayda en az 20-30 bin dolar maaş, altına araba, akıllısından
lüks bir ev ve her sene, defalarca, seminer adı altında dünyanın dört bir yanına “ailecek” geziler .. Yani, sonuç olarak, bir eli balda
diğeri yağda bir hayat… Kim bunu elinin tersiyle iter. Kim olacak sadece parayı
değil insanlığa hizmeti seçip buna gönül verenler… Var mı peki böyle insanlar
artık, kaldı mı yani ? Evet varmış, buldum, gördüm ve konuştum onlarla, hepimiz
adına, insanlık adına neler yaptıklarını görünce de iyi ki varlar iyi ki
tükenmemişler dedim.. İşte ERÜ Çocuk
Hastanesi Çocuk Kemik İliği Nakli Merkezi ‘nde gördüklerim…
En başta Prof.Dr. Musa Karakükcü ile Doç.Dr. Ekrem Ünal ve
bu iki isme inanmış aynı mütevazılıkta
ama inanılmaz yoğun ve kısıtlı imkanlarla tıbben şapkadan tavşan çıkartan cesur
yürek tıp ordusu.
Bir şekilde akrabamın çocuğu nedeniyle gittiğim Çocuk Hastanesi içinde, her biri
hepafiltreli 8 özel odalı bir özel
bölümde konuşlandırılmış Erciyes Çocuk Kemik İliği Nakli Merkezi ‘ni
ve çalışanlarını ilk kez gördüm. Hepsi
dar alanda kısa paslarla inanılmaz mucizevi işlere imza atan yürekli, gönüllü
ve aynı oranda mütevazı insanlar. Sahip oldukları bilgi ve donanımla, özel sektörde ya da dünyanın
gelişmiş ülkelerinden istedikleri birinde, sağlayacakları harika hayatları,
ellerinin tersiyle iten isimlerden
kurulu kendisi küçük ama yaptıkları çok ama çok büyük sağlık ordusunu gördüm. Ve
bu ekibin meslek büyükleri v ehocaları iki isim… Birisi saçlarını bu yolda
ağartmış diğeri de dökmüş, iki iyi insan. İki iyi insan diyorum çünkü başka
kelime ile açıklayamıyorum.
Erciyes Çocuk Kemik
İliği Nakli Merkezi…!
Ve bu merkez burnunuzun dibinde, üstelik yakın zamanda
temeli atılan asıl büyük merkezin yapımı bittiğinde ; yeni haliyle de
Türkiye’nin en büyüğü ve dünyanın sayılı
merkezlerinden biri, Kayseri adına, Türkiye adına göğsümüzü kabartacak,
insanlık adına ise dünya tıp merkezleri arasında adını en önlere yazdıracak, Çocuk
Hematoloji-Onkoloji Hastanesi ve Çocuk
Kemik İliği Nakli Merkezi olacak
olan, Erciyes Çocuk Kanser ve Kemik İliği Nakli Merkezi hizmete girecek. Hani derler
sağlık açısından, Allah düşürmesin ama ihtiyaç olduğunda da eksikliğini
göstermesin, işte böyle bir merkez oluyor.
8 Yatak kapasitesi
ile 2011’de Prof. Karakükçü’nün
inanılmaz ve sabır isteyen gayretleriyle, ERÜ Rektörlüğü’nün de büyük
destekleriyle kurulmuş olan merkezde, bugüne kadar 400 yavruya başarılı şekilde
kemik iliği nakli yapılarak, hem çocuklara, hem de ailelerine yepyeni hayatlar
verilmiş. İşte şimdi bir de bu hizmetin; halen hayırseverlerin destekleriyle yapımı
süren ve Türkiye’nin en büyük Kemik
İliği Nakli ve Kök Hücre Tedavi Merkezi olarak ihtiyaç halinde 40 yatağa kadar
çıkabilecek bir merkezde verildiğini düşünün.
Peki bu merkezin giderleri nereden karşılanıyor, bu yeni süper
merkez nasıl kuruluyor ? Hepsi ERÜ kaynaklarıyla mı yapılıyor ? Hayır, çünkü
hem bina, hem de fiziki şartlar ve
teknolojik donanım olarak çok ciddi yatırım ve maliyetler gerekiyor. İşte bunu
gören benim tabirimle tıbbın yeryüzündeki meleklerinden Prof. Musa Karakükcü ve
ekibi ,hiç üstüne vazife olmadığı halde bir dernek kurmuş ve bu derneğe yapılan
ve yapılacak bağışlarla da, sözkonusu
tedavi merkezi dahil diğer giderleri karşılamaya çalışan bir sistem oluşturmuş.
Derneğin kısa adı da müthiş,KANKA. Kolay
ve akılda kalan biri sim. Ama açık hali öyle bildiğimiz gibi günün moda
deyimindeki , kan kardeşinin kısaltması olarak kullanılan KANKA değil.
KANKA eşittir Kansere
Karşı Birlikte (KANKA) Derneği…
KANKA 2017’de Erciyes Üniversitesi bünyesinde kanser hastası
çocuklara en iyi şekilde hizmet verebilmek için kurulmuş. Dernek Başkanlığını , Prof.Musa Karakükcü (ERÜ Hastaneleri eski Başhekim yardımcısı), Başkan yardımcılığını
Doç.Dr. Ekrem Ünal, Dernek Saymanlığını
Kayseri Mali Müşavirler Odası eski başkanı Anfer Yılmaz yürütüyor. Derneğin
yönetim kurulu üyeliklerinde ise şehrimizin saygın ve gerçekten işin öneminin
farkına varmış isimler yer alıyor;
Kayseri Pancar Kooperatifi
Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akay, ERÜ Tıp Fakültesi eski dekan
yardımcılarından Prof. Dr. Meda Kondolot, Prof.Dr. Kudret Doğru ve ERÜ Tıp Fakültesi
eski dekanlarından Prof. Muammer Hakan Poyrazoğlu.
KANKA’nın yönetiminde 7 cesur yürek ve iyi insan var. Kalpleri,
kanser olmuş küçük yavruları hayata döndürmek ve bağlamak adına birşeyler
yapmak için atıyor. Bu hastanenin yapımı için yola çıkma cesaretini göstermelerinin
en büyük sebebi de, hiç şüphesiz Kayseri’nin bir HAYIRSEVERLER ŞEHRİ olması.
Zaten ilk etapta hemen, Kayseri ‘nin Abisi ve şehrin gelişmişliğinin son 30 yılına damgasını
vuran Mehmet Özhaseki , elini taşın
altına sokmuş ve “hadi” diyerek, Kayseri Valisi Şehmus Günaydın, Kayseri
Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, işadamları Süleyman Çetinsaya ve Harun Yavuz
başkanlığında Kayserili hayırseverler, Erciyes
Anadolu Holding CEO’su ve yönetim kurulu başkan vekili Alpaslan Baki Ertekin’den bir voltran grubu
oluşturmuş. Öteyandan, metropol ilçelerden Melikgazi, Kocasinan ve Talas
Belediyelerinin de çok ciddi destekleri
olduğunu biliyorum. Ciddi bir katkı ile çıkılan yolda, gerisi Kayserililerin
hayırseverliğine kalmış. Bu yüzden de kısa sürede biteceğini tahmin ediyorum.
KANKA Derneği i
Başkan yardımcısı Doç.Dr. Ekrem Ünal’ın odasında, müthiş güler yüzü ve samimi
içten yaklaşımlarıyla sohbet ederke, bana ortadaki sehpanın altında yer alan
bölümden bir katalog çıkarttı. Bir kitap, sanırım adı TIBBIN KİMSESİZLERİ idi.(inşallah doğru kalmıştır aklımda) Burada; merkez olarak dünyanın dört bir
yanından gelen deyim yerindeyse kimsesiz ve sahipsiz çocuklara yapılan ilik
nakilleri ve tedaviler anlatılıyor, onlara verilen yeni hayatlardan
bahsediliyordu. Doç.Dr. Ünal bu
kitaptaki, tedavi görmüş ya da görmekte olan hayatların yer aldığı sayfaları
çevirirken, birinde durdu ve “bu
yavrumuzun hastalığının teşhisini koyamadık henüz, vazgeçmedik, 4 senedir araştırıyoruz ama bulacağız Allah’ın
izniyle” dedi. Hocanın gözündeki azmin ışıltısı ve ekibin gayretli
çalışmasındaki, bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi, her ne kadar beni hayrete
düşürse de, bu kitapta anlatılan “tıbbın
kimsesizlerinin kimsesi “ KANKA ve
bu merkez olmuş , bunu çok iyi anladım.
Ve diyorum ki, ben de
artık bir KANKA GÖNÜLLÜSÜYÜM.
Bir gazeteci olarak yakından tanıma fırsatını bulduğum bu
ekibe, elimden gelen her türlü yardımı yapmaya söz verdim, yapacağım da . Gerek
çalışmaların yurt genelinde duyurulması, gerekse yardım eden ve edecek olan
hayırseverlerin sayısının artması için karınca kararınca gayret edeceğim.
Yazımı şöyle bitirmek
istiyorum;
Şimdi siz bu yazıyı sabırla buraya kadar okudunuz ve
aklınızda birşeyler muhakkak ki kaldı. Ama ben diyorum ki ,bir de bu yazıyı gözünüzün önünde, şu anda sağlıkla
oynayan koşturan yavrularınız veya
torunlarınızın, Allah korusun ama bir an da olsa, kanser olduğunu düşünerek
tekrar okuyun.
O zaman ne demek istediğimi ve neler yapmanız gerektiğini
daha iyi anlayacaksınız, eminim.
Parayı değil,
insanlığa hizmeti sevenlere ve bu yönde gayretle çalışıp çabalayan herkese,
saygıyla…
YORUMLAR