“Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste” der büyüklerimiz. Biraz geriye giderek bir olayı kısa özetleyelim;
Elinden geleni ardına bırakma dedi ve çekip gitti.
Giderken de sizi rabbime şikayet edeceğim dedi. Bana rabbim yeter dedi. Usulca ayrıldı yanımızdan.
Düşündük, aslında zehir zemberek şeyler söylemişti. ''Sizi rabbime şikayet edeceğim'' anlayana ağır bir söz.
Ağır imtihanlarımızı kolaylaştıracak olan rabbime sığınırım.
İncinmişti, inciten bizden değildir sözüne inat.
Keşke biraz hoşgörülü olsa idiniz?
Tebessümün sadaka olduğunu bilse idiniz. İnsanlara tepeden bakmak yerine ne ise ol, olduğu gibi kabul etseydiniz.
Yok.
Bunlar size ait olan hasletler değil.
Üç beş tutmanın sözüne inanıp, adam ile pancarı ayırt edememenin ezikliği içerisinde devam edeceksiniz.
Bu belli oldu.
Sonunda kaybeden siz olacaksınız.
Bazıları derler ya anıları ile anılır. Siz anıları ile anılmayacaksınız.
Kimse kaybetmez.
Kaybeden siz olursunuz. Makamlar gider, mevkiler gider, koltuklar gider, gençlik gider, tutmalar kaybolur. Ömür sermayesi biter.
Uydum hazır olan imama derlerdi. Küçük bir virüsten dolayı artık o da denilmiyor. ''Mevtayı nasıl bilirsiniz'' sorusu da sorulmuyor. Oradan da yırttın. Yoksa hep bir ağızdan ''kuş sesleri ovalara yayılır'' derlerdi. Herhalde.
Berat kandilini idrak ettik.
Rabbim hepimizi berat ettirsin inşallah. Senin de beratın mübarek olsun. Belki de ikimizden biri ya da içimizden birinin beratı verildi. Bu sene içerisinde ölecekler listesinde bizde varız. Belk i(rabbime sığınırım) bu liste de kesin varım. Bildiğim kadarı ile bana şimdiye kadar kimse onu rabbime şikayet ediyorum demedi.
Elinin tersi ile terslediğin kişi herkesin önünde başını öne eğerek bedduasını etti ve gitti. Bu bedduayı herkes duydu.
Sen duymadın mı?
Öyle insanlar var ki, gözleri var görmezler, kulakları var duymazlar ayetini bir kez de ben hatırlatayım.
Olur mu?
Benden sana tavsiye, kalbinin mührünü kır, beratını ara. Yandan çarklı tutmalarından vazgeç. Sap ile samanı ayırt edemediğin gibi, pancar mı? Adam mı sorusuna maruz kalma. At izi ile it izinin karıştırıldığı şu günlerde hissene Türk'ün şanlı tarihindeki AT düşsün it değil.
Niye mi?
Atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler de ondan.
Benden söylemesi.
Bugünlükte bu kadar.
Kalın sağlıcakla.
YORUMLAR