Birbirimizi anlayamadık.
Aslında hepimiz bir birimizin ne halt yediğini biliyorduk ama yine de Kayseri'de bir tabir var ''elin arı''ndan utandık söyleyemedik.
Yedi yıllık dönemde Fetö izleri taşıyan herkesin bir birlerini ihbar ettiği dönemde alnımızın akı ile bitirdik.
Bu arada, ben ABD ye gitmedim diyenlerin olduğu dönemdi.
Utanmadan bizlere yalan söyleyenlerin gözaltı ve mahkeme salonlarında evet ben ABD ye gittim demeleri bizleri şaşırtmıştı.
Koskoca adamlardı.
15 yılda zengin olmuşlar villa üstüne villa dikmişlerdi.
Kimsede bu yoğurdun bolluğu nereden geliyor dememişti.
Gün oldu, harman oldu.
Fetö'nün izleri silindi.
Yoğurdu AK kaşıkla yiyenler çoğaldı.
Çünkü sütten ağızları yanmıştı.
Biz mahkeme kayıtlarında ABD ye gittiklerini tespit ettiğimiz kişileri deşifre edince en çok bize kinlenmişlerdi.
Varsın kinlensinler dedik.
15 Temmuz da ihanetin belgelerini ortaya koyduk.
Sonra ne oldu?
ABD ye gidenler, hocalarının elini kıçını yalayanlar, biat edenler el üstünde tutulurcasına çocuklarının düğünlerine gittiler.
Koca koca adamlar.
İki gün önce hoca denen pezevengin elini eteğini öpenlere verilen değer bu idi.
Hem de anlı şanlı adamlar.
Oda başkanları, il başkanları vekiller.
İşte böyledir hayat.
Diğerleri mi?
Utanma arlanma hak getire.
Geriye kalan ne biliyor musunuz?
15 Temmuz'daki şehitlerimiz.
Bize kalan ne?
Düşmanlıklar.
Neden?
Vatanımızı onlardan daha fazla sevdiğimizden.
Diğerlerine tavsiyem; düğüne giderken keşke takı yerine, biraz ar, biraz haya, biraz insanlık götürse idiniz. Çocuklara mutluluklar dilerken babalarına biraz utanma taksa idiniz olmamı idi.
Bu arada, ne sizi tarih, ne de kamuoyu affetmeyecek.
Neden mi?
Hala adam ile pancarı ayırt edemiyorsunuzda ondan.
Bugünlükte bu kadar.
Kalın Sağlıcakla.
YORUMLAR