DAVUL...

İzmir’de 24’den sonra müzik yayınlarının alenen çalınması ve halkı rahatsız edici ses sistemlerinin olması ve şikayetler nedeni ile konser vs bu saatten sonra yasaklandı.
Sosyal medya yıkıldı.
Efendim müzik dinlemeyecekmiyiz?
Dinleyin.
Ama 24’den sonra bu işler yasak denildi.
İzmir’de yaşamayanlar bile tepki gösterdi.
Tabi onlara göre ne var; davulun sesi uzaktan hoş geliyor.
İkinci konu; Sayın Devlet Bahçeli'nin sanat adı altında yapılan gayri ahlaki konuşmaları içeren diziler ve adına ne derseniz diyin toplumun çözülme noktası konumuna gelen şaka ile karışık programlar.
Bu programlarda erkekler kendi cinsel organlarını ağızlarına alıyorlar. Sürekli küfür. Şey yaparım vs. Kadınlarda aynı. Ama kimsenin gıkı çıkmıyor. Tabi maalesef bunlar toplumda kabul görüyor olması etki tepki meselesi yüzünden rağbet görüyor. Yapılan araştırmalarda toplumun yüzde yetmişi bunu istemese de yüzde otuzu bu tür programları karşılıklı küfürleşmeleri doğal yani normal buluyor ve görüyor.
Bunun sebebi ise yeni dünya düzeni.
Müslümanları dinden soğutur ya da uzaklaştırırsak ancak bu şekilde işgal ederiz diyen Soros’un çocuklarının ekmeğine yağ sürdük.
Sayın Bahçeli sonuna kadar haklı.
Bu arada, davul bildiğiniz gibi Türklerin geleneğinde var. Önceleri haber vermek için, sonraları düğün dernek haberciliği en son olarakda gidenin arkasından çalınması ile gündeme geldi. Bazı insanlar vardır ki, arkalarından giderken ağıtlar yakılır, üzülünür. Bazıları içinde davullar çaldırılır.
İşte davulun bu yönlerine de bakmak gerekir.
Son söz: Dirayetsiz toplumlar başkaları tarafından yönetilmeye mahkumdurlar.
Bugünlükte bu kadar.
Kalın Sağlıcakla.