DUA ETMEK...

Dua edeni kabullenmemek.
Hatta suç duyurusunda bulunmak. Son günlerde bunları yaşıyoruz. Her şeye konuşan Anayasa profları dahil
herkes laiklik ilkesinden bahsediyor. Suç; Adli yıl açılışında dua etmek. Atatürk’te meclisin açılışında dua ettirmiş ve meclis dualarla açılmıştı.Eskiye bir dönüp bakın. Fotoğraflarla ve geçmiş tarihle sabit olan bir şey bu. Ne yani, millet dua etmeyecek mi?
Şimdiye kadar hep beslendiğiniz laiklik ilkesi öncede vardı, şimdide var. Anlamadığım, bu insanların İslam’a olan kin ve nefretleri nereden geliyor?
Burası Tanzanya ya da Hristiyan bir ülke değil.
Dua edilmesinden neden rahatsızlık duyuyorsunuz onu da anlamış değilim.
Her şeye konuşan Profesör, Gazi Mustafa Kemal’in ilk meclisi dualarla açtığını biliyor musunuz?
O zaman din ve vicdan hürriyeti yok mu idi?
İnsan bazı cümleleri kurarken biraz düşünür, söylediklerinin tersi olursa utanır. İnsanda biraz izan, biraz insaf biraz yüz olur. Sizde de var ama kızaracak yüz yok. Hep laiklik elden gidiyor dediniz, orduda
türbanlı asker olmaz dediniz oldu. Laiklik elden mi gitti?
Saçı kapalı polis olmaz dediniz.
Oldu.
Laiklik elden mi gitti?
Kadın kapalı olunca olmaz dediniz. Başörtülü kaymakamlarımız oldu.
Ne oldu?
Elden giden ne var?
Hiçbir şey.
Ama sizin kafalarınıza göre dua olmasın, başörtülü
kadınlar memuriyette görev almasın.
Orduevlerine başörtülü kimseler girmesin vs. vs.
Öyle değil mi?,
Bu memlekete analar asker yetiştirsin, çatışmalarda gazi olsun, şehit olsun ama o gazilerin şehitlerin anaları orduevlerine giremesin. Memleketine asker yetiştiren anneler, anneanneler, babaanneler çocuklarının
mezuniyet törenlerinde tribünden dışarı çıkarılsın öyle mi?
Yok öyle yağma.
Türban ya da başörtüsü annelerimiz, ablalarımız ve kız kardeşlerimiz başlarına taktı ama siz, bir ağzınıza ve zihninize takmadınız.
Duayı kabul etmediniz.
Türbanı sindiremediniz.
Niye biliyor musunuz?
Hak geldi, batıl zail oldu da ondan.
Bugünlükte bu kadar.
Kalın Sağlıcakla.