EDEP...

Elin ağzı torba değil ki büzesin, derler büyükler.
Bir araştırmaya göre insanın en kirli organı ağzı imiş.
En çok mikroplar orada barınırmış.
Bunu ben söylemiyorum. Sağlık araştırmasında bilim adamları söylüyor.
Hepimiz bu dünyada faniyiz.
Ölüp gideceğiz.
Ardımızda hoş bir seda bırak bilirsek ne mutlu. Yok, kötü söz bıraktırırsak rabbim hepimizin yardımcısı olsun.
İşte, Veli abi.
Geçip gitti aramızdan, genç sayılabilecek bir yaşta.
Daha dün gibi.
Selası okundu, namazı kılındı. Ebedi aleme göç etti.
Gazetecilik eskiden delikanlılık isteyen bir işti. Hala öyle mi bilemiyorum ama köşe ya da haber yazıp altına imza atıyorsanız delikanlısınız.
Sağda solda dedikodu yapıyorsanız, yavşak gibi bir şeysiniz.
Yaşantısında, yüzüne karşı söyleyemediklerinizi birinin arkasından hem de ölümünün arkasından söylüyorsanız size aktaracağım hakaret vari bir kelime de bulamıyorum.
Veli abi, alnının akı ile geride güzel hatıralar bırakarak gitti.
Günahı ile sevabı ile bu dünyadan bir Veli başkan geçti. Sağda solda dedikodu yapacağınıza keşke yüzüne söyleme cesaretiniz olsa idi de bizde size saydırmasa idik.
Derler ya, dilim seni dilim dilim dilerim diye.
Nerenizden tutsak her şeyiniz elde kalıyor.
Kötü bir gençlik, sonra orta yaşlılığınız ve daha sonraları. Özelinize girsek kimsenin yüzüne bakamayacağınız kadar vukuat. Bu sebeple sizin gibilerinin söz söylemeye bile hakkı olmadığı bir dönemde gidenin arkasında dua dan başka bir şeyin yapılmadığını tekrar hatırlatırım.
Kem söz sahibine aittir ama o sahibinde kişnemesine müsade de etmem.
Bir kez daha Veli Altınkaya başkanımızın sevenlerine başsağlığı diliyorum.
Ruhu şad olsun.
Allah rahmet eylesin.
Önce kendimize bir bakalım. Eyyyy falanca kişi dedikodu yapacağına kendinizi tövbe kapısına yaslayın, gönlünüzü istiğfar ile taçlandırın.
Niye mi?
Bunların hepsi size huzuru mahşerde lazım olacak da ondan.
Bugünlükte bu kadar.
Kalın Sağlıcakla.