Ne dedi isek olmadı.
Bir türlü halledemedik
Hastane önlerini, ışıkta beklerken mendil satanları, dilenenleri.
Erciyes Hastanesi önü, kapkaçcısı orada, dilenen orada, mendil satan orada.
Diş Hastanesi önü.
Fıstık satan orada, ceviz satan orada, mendil satan orada.
Kartal kavşağı, hisarcık yolu üzeri araç camı silen orada.
Cumhuriyet meydanı, yaşları 5-10 arasında olanlar uzun trafik ışıklarını fırsata çevirme derdindeler.
Maşallah trafik desen öyle.
Bir ara kırmızı çizgi çizmiştik, hatırlarsanız.
Ne kadar ekâbir var geldi.
Yaya önceligi dedik, yayalar ışık bile dinlemiyor.
Cumhuriyet meydanı.
Şehrin kalbi.
Trafik polisleri ortada yok.
Diğer görevlilerde araçlarının içerisinde.
Ne güzel dünya değil mi?
Kimse işini doğru düzgün yapmıyor.
Hani bir söz vardır ya, vatanını seven işini iyi yapandır.
Bu sözde sadece kitaplarda kalmış.
Maalesef, biraz dolaşsanız bunları görürsünüz.
Bugün git yarın gel mantığı ve hantallığı çoğu yerde devam ediyor.
Şehrin iyi taraflarının yanı sıra kötü tarafları da oluşmaya başladı.
Bunlar bu şehirde yaşanıyor.
Hayat devam ettikçe de yaşanmaya devam edecek.
Bizler gördüklerimizi yazıyoruz.
Hiç darılma gücenme yok.
Kimsede yanlış anlamasın.
Çünkü doğru bir tane.
Şehri bir dolaşın isterseniz.
Gelen misafirimizi şehrimizin uleması Seyyid Burhanettin Hz. ne götürdüm oradan başlayalım dedim.
Orada da değişen bir şey yok.
Kendisini pir zanneden elinde kuran satmaya çalışanlar yakamızı bırakmadı.
Dilenenler, dua kitabı satanlar derken doğru düzgün dolaşamadık bile.
Kısacası yüzümüzü ağartacak yatırımlar yok mu?
Elbette var.
Bir güzel bir çirkin görüntüler.
Ama bu kirli görüntülere de birlerinin dur demesi gerekmiyor mu?
Niye?
Sürekli çoğalıyorlar da ondan.
Benden söylemesi.
Bu günlükte bu kadar.
Kalın Sağlıcakla.
YORUMLAR