Hatırlayanlar bilir, Kayseri'de önce at arabaları kaldırıldı, sonra minibüsler. Şehrin imajı önemli idi.
Herkes elinden geleni yaptı.
Erciyes'e milyonlarca liralık yatırım yapıldı. Yurt içi ve yurt dışından da bir hayli turist geldi. Daha dün Erciyes'e gelen turistler kent merkezinde çekimler yapıyorlardı. Bunların hepsi güzel gelişme. Öncelikle Kayseri Cumhuriyet Meydanında Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet tarihinden yapılar bulmak mümkün. Cumhuriyet Meydanımız üç kuşağın izleri ile adeta süslü.
Buraya kadar normal.
Şehrimin neresine bakarsanız bakın bana göre her yeri bir ayrı güzel. Belediyelerimiz eski tarihi yapıları gün yüzüne çıkartmak için elinden gelen herşeyi yapıyor. Gerek Melikgazi bölgesinde gerekse Kocasinan bölgesinde hemen hemen tüm tarihi yapılar onarıldı, gün yüzüne çıkarıldı. Büyükşehir Belediye Başkanımız Melikgazi’de olduğu gibi Büyükşehirde de tarihi eserlerin günümüze kazandırma çalışmalarını burada da devam ettiriyor. Kocasinan Belediye Başkanımız doğup büyüdüğüm mahallem Çandır mahalle Camisini restore etti. Babamın dedesinin imamlık yaptığı cami. Emeği geçen herkesten Allah Razı olsun.
Hepsinin emeğine sağlık.
Ama. Şehrin merkezinde, şehre yakışmayan görüntülerde olmuyor değil. Hindistan'a benzemeye çalışan yeni tip adına araç mı dersiniz, elektrikli bisiklet mi dersiniz bilemiyorum. Üstüne istifleyeceğinizin fazlasını bile yükleyeceğiniz araçlar çoğaldı.
Trafiği alt üst edecek kadar çok. Kiminin plakası yok, kiminin trafiğe uygunluğu bile yok. Aynı zamanda ruhsatı varsa da elektrikli bisiklet diye geçen değişik araçlar türedi. Şehrin orta yerinde. Yaklaşık üç dört senedir de var. Bu araçların kontrolünü kim sağlıyor. Gelen turistler, tarihi eserlerden çok bu araçları ve üzerine yüklenen yükleri çektiler. Kendimce üzüldüm. İyi bir rehberleri olsa idi de restore edilen ve milyonlarca liraya mal olan eski yapıların tekrar kent tarihine kazandırılan yerlere götürülse idi.
Şehre üç beş günlüğüne gelen ya da günü birlik uğrayanların da bu görüntüleri görmesine izin verilmezse daha güzel olmaz mı idi. Tamam anlıyorum bu araçlarla insanlar evlerinin nafakalarını kazanıyorlar ama böyle giderse Hindistan'da bir kent olarak tarihe geçeceğiz. Bunu yazarken gariban düşmanı, insanlar ekmeklerini de kazamasınlar mı? gibi eleştirilere maruz kalacağım. Biliyorum ama şehrin göbeğinde de bunlara müsade edilmemeli.
Bu arada trafik tescilde bu araçlar ne diye geçiyor onu bilemiyorum. Yine söylüyorum. Bu şehri seviyorum. Doğduğum büyüdüğüm yedi ceddimin de burada yaşadığı kent. Bana göre yanlış, tabi bizim kendimize göre yanlış dediğimiz insanlar katılır ya da katılmazlar onu bilmiyorum. Ama bunun önünü almazsak ''Keşmir'' e gidenler vardır. Ya da google dan bakabilirsiniz. İşte üçüncü dünya ülkesinde bir kent görünümüne bürünürüz.
Tedbir alınmazsa bu kadar para ve emek harcamanıza rağmen kentin estetiği falan da kalmaz.
Benden söylemesi.
Kalın Sağlıcakla.
YORUMLAR