KİMİN İPİ KİMİN ELİNDE...

Şimdiye kadar OSB ile ilgili hiçbir yazımı göremezsiniz.
Yazmadım da.
Ortada iki taraf var.
İkiside ben haklıyım diyor.
OSB Başkanı Nursaçan ile bir kaç kez teşviki mesaimiz haber için olmuştur.
Onun dışında daha bir gün çayını içmeye gitmedim.
Oda bana hayırlı olsuna gelmedi.
Mesaj atıp kinayeli konuşan arkadaşlarıma seslenmek istiyorum; Bekir Oktay Kiracıoğlu'nu hiç tanımam.
Ne iş yaptığını bilmem.
İş adamı olarak kendisi ile ticaretim yok.
Ben bir gazeteciyim.
Sayın Kiracıoğlu'nun toplantılarına şimdiye kadar çağırılmadım.
Toplantı işini kim organize etti onu da bilmem.
Ne zaman OSB Başkanı ve yönetimi ağır cezada yargılanma kararı çıkınca yazdım.
Taraf değilim.
Ben doğru nerede ise o taraftayım.
Yoksa şimdiye kadar ne eski yönetim ne yeni yönetim ne de bu işleri ortaya çıkaranlar ile gidip görüşme yapmadım. OSB sanayicilerin kurduğu bir birliktelik. Orada gazetecinin ne işi var diye düşündüm.
Yazdığım yazıda da alınacak bir şey yok.
Şimdiye kadar kime ne ödediniz, hangi gazete ve TV’ler OSB den ne kadar aldı dememim sebebi, siz seçimde ''biz şeffaf olacağız'' dediniz. Bence şeffaflık bu şekilde olur. Kime ne kadar para ödediğinizi açıklarsanız kimse size bir şey demez. Kayseri’de bu konuşulurken sizin de kamuoyunu rahatlatma adına çıkıp bunları söylemeniz gerekir.
Gelelim ikinci konuya;
Beraber yol yürüyen arkadaşlar yoldaş olur. Yolda kimseyi satmaz.  Ne yurt dışında ne de yurt içinde ne de başka bir yerde.
Size tavsiyem hani yol arkadaşı dediğiniz ve yere göğe sığdıramadığınız arkadaşlarınız varya onların ipi sizin elinizde ise iplerini çekin. Yok, sizin ipiniz onlarda ise yoldaşlarınız sizi idam sehpasına götürüyorlar ellerindeki yuları kullanacaklar ona göre.
Benden söylemesi.
Bugünlükte bu kadar.
Kalın Sağlıcakla.