Esra Erol'un programını biliyorsunuz, malum kaçan göçen, evlenen ve ne kadar toplumda çarpık ilişkiler varsa anlatılan bir program.
Reytingi bir fazla yüksek mi?
Yüksek.
Herkes bu tarz programları izliyor.
En son yufkacıya kaçan iki elti vardı. Gündemi hala meşgul etmeye devam ediyor.
Bu programda Yufkacıya kaçan iki eltiyi kocaları af ediyor. Kadınlar ise 3 ay daha yufkacı ile kalalım öyle geliriz diyorlar. Kocaları da tek gelinde 4 ay sonra gelin diyor. Stüdyoda alkış tufanı kopuyor.
Allah Allah.
Ne günlere kaldık.
Nerede bizim çekirdek ailemiz?
Nerede namus kavramımız?
Nereye gidiyoruz? Evimizdeki televizyonlarla nelere şahit oluyoruz. Bu insanları nasıl yayına çıkarıyorlar.
Ne olacak halimiz?
Televizyonlarda ahlaki terör eserken, kendilerine dikkat etmeyip resmen kişilerin ölümlerine sebep olanlarda hayatlarımıza terör estiriyorlar.
Virüse dikkat eden yok.
Tedbir amaçlı yapılan denetimlerde çok fazla sonuç vermedi.
Kırmızıya döndük ama yine kimseye anlatamadık. Duyarsızlığın bu kadarı da fazla diyeceğimiz olaylara tanık oluyoruz. Toplum bilinci kayboldu.
Hastalanıyoruz. Aslında hep yakınlarımız bildiklerimiz yavaş yavaş öldürüyor bizi. Umursamıyoruz.
Tedbirlere uymuyoruz.
Ne yapalım?
El içinde vasiyet ettik, ölmezsek olmaz mı diyeceğiz.
Gelelim kırmızı çizgimize.
Çizgiler çizildi.
Yayalar uyarıldı.
Törenler yapıldı. Öncelik yayaların denildi. Program bitti. Her şey olduğu yerde kaldı.
Yayalar kimin umurunda?
İstasyon Caddesi, Emek, şehrin en gözde en kalabalık yerleri. Bir aracın bu kurla uyduğuna şimdilik şahit olmadık.
Çizdiğimiz kırmızı çizgi ile kaldık.
Kurallara uyan yok.
Neden mi?
Kimsenin hayat umurunda değil de ondan.
Bugünlükte bu kadar.
Kalın Sağlıcakla.
YORUMLAR