OLMASA...

Kıymetlilerimiz sıra ile covid olmaya başladı. Yaş hiç önemli değil. Annemiz, babamız, meslektaşlarımız.
Nasıl korunacağız?
Çoğumuz bunu bilmeden yaptığımız sadece maske, mesafe ve temizlik.
Sizin temiz olmanız ya da 3M kuralına uymanız önemli değil. Karşınızdaki insanların buna uyması gerekir.
Allah'tan korkun diyorum .
Başka söylenecek söz yok.
Bir bir elimizden kıymetlilerimiz gitmeden, onların kıymetlerini bilelim.
Bir şartla.
Virüs tedbirleri alarak.
Ben şimdiye kadar corona virüsü kapmadım demeyelim.
Yaklaşık bir yıldır başımıza bela olan bu illetten nasıl kurtulacağız ona bakalım.
Örnek vereyim mi?
Balıkçıların önünde balık tezgahlarındaki fiyatlara sessizce bakabilirsiniz değil mi?
Tezgahta satıcılar avazı çıktığı kadar bağırıyor.
Maske hak getire.
Mesafe neredeyse sıfır. Tam karşısındaki kafeler ve çay ocakları. Maske inmiş sigara ağızda, insanlar yan yana çaylarını yudumlarken birbirlerinin codivlerini içiyorlar adeta.
Bu küçük bir örnek.
Daha mı?
Gevher Nesibe Mahallesi. Mimar Sinan Caddesi. Gök geçidi ve ara sokaklarda çay ocakları. İsteyen gezmeye de gidebilir. İnsanlar dip dibe. Maske ? Mesafe? Hijyen???
Dedim ya, hak getire.
Bir taraftan bizleri iyileştirmeye çalışanlar, bir taraftan bizlere virüsü bulaştırmak için uğraşanlar.
Nasıl çıkacağız bu işin içinden?
Tedbir ile mi?
Hangi tedbir?
Her insanın başına bir zabıta ya da polis dikecek halimiz yok ki.
Biz ölmeye devam ederken birileri de bu virüsü yaymaya devam edecek.
İşin gerçeği bu.
Maske alışkanlığını vatandaşlarımıza anlattık.
Ama ters giden bir şeyler var. Maskenin günde hatta kalabalık ortamlara girince değişmesi gerektiğini anlatamamışız. Üç gündür hatta beş gündür aynı maskeyi takan vatandaşlarımıza rastladık.
Olmasa iyiydi ama maalesef oldu mu diyeceğiz. Uslanmaz ve utanmaz insanlar olduğu sürece bu virüsü yenme imkanımız olmayacak gibi. İnşallah yerli aşı üretilene kadar hasta olmayız ya da ölmeyiz de en azından virüse karşı koruyuculuğu muz artar.
Yoksa mı?
Ölmeye devam edeceğiz.
Bugünlükte bu kadar.
Kalın Sağlıcakla.