PARA VE İTİBAR…

Bazılarının paraları var.
Bazılarının da itibarı.
İtibarı olan para derdinde, paraları olanda acaba param ile itibar alabiliriyim diyor.
Kimi evvelden Fetö pezevengine himmet adı altında para öderken, kimi ise tüm KAPI’lar yüzümüze kapanması diye fitre ve zekatını 12 aya bölerek verme derdinde idi.
Ne çabuk unutuldu bu işler.
Şimdi de yeni itibar peşindeler, acaba paramız bize itibar sağlar mı?
Sağlamaz mı?
Onun derdindeler.
Yok o yoğurt tutmaz.
Niye mi?
Mayası bozukta ondan.
Akıllı oğlun var parayı nidenn, deli oğlun var parayı nidenn diye bir ata sözü vardır.
Kimin babası oğlu eşşek kadar da olsa arkasını toplar, kimi çocuk büyümüştür, babasını bir köşeye oturtur tüm işi o yapar duasını alır.
İşte fark da bu.
Kendi yapamadığını babası vasıtası ile yaptırmaya devam koca koca adamlar var maalesef bu piyasada.
Ve ona inananların olduğu gibi.
Dün bir yazı yazdım, bu memlekette kim dost kim düşman belli değil diye, bir dokunduk bin ahhh işittik.
Arayan, soran, sosyal medyada yazan.
Demek ki insanlar bu konuda da dertli.
Tabi anlam veremediğimiz bir başka konuda, bu şehirde insanlar gece koyuna dalan kurtla beraberler.
Sabah ise koyunlarının telef olmasından dolayı ağlayan çobanla.
İşte siyaset böyle.
Diğer taraftan maalesef siyasette bulunan ve sağa sola parmak sallayanlar el üstünde tutuluyor.
Kayseri’de kısacası siyasette ticarette bu. 
Kendi yapamadığını babalarına yaptıranlar, kendilerini bir halt zannedenler, her konuda parmak sallayanlar, akşam söylediğini sabah unutanlar, kendisine hakaret edenlere yarabbi şükür diyenlerle dolu bir şehir burası.
İnsanları anlamakta bu yüzden güçlük çekiyoruz.
Paraları var ama itibarları yok.
 Bırak, birbirlerini yesinler diyecek kadar zavallılar.
İki gün önce birbirlerine hakaret edenler, kuzu sarması olacak kadar pişkin, itibarı kurtarmak için babasını kullanacak kadar acizler.
Yaptıkları birlikteliklerin tutmaması sebebi ile o kadar geniş ve olgunlar.
Diyeceğim o ki, bu şehirde her şey normal.
Niye mi?
Herkes birbirinin ne halt ettiğini biliyor, herkes herkese sövüyor, demediğini bırakmıyor.
Kısacası herkes her şeyin farkında ama farkında değilmiş gibi davranıyor.
İşte bu sebeple bu kadar omurgasız türedi.
Bu günlükte bu kadar.
Kalın Sağlıcakla.