Ortalık bazen yoz duman olur.
Kimin dik durduğunu kimin omurgasız davrandığını görürsünüz.
Sebep aslında hep aynı; ekonomi.
Kim ekonomi ile uğraşıyor?
Doların yükselmesi kimin işine yarar?
İşte bu soruların cevaplarını bulmak önemli.
Piyasadan dolar alımı yapanlar.
Dolar 10 liranın üzerine çıkarken hala dolar almaya devam ettiler.
Günün sonuna şimdilik 12 TL’yi aşmış bir dolar kuru ile karşı karşıyayız.
Ülkenin zor zamanlarında bir birlerine yardım yerine dışarıdan destekli ve hülle yolu ile gelenler krizleri fırsata çevirmeye ve piyasadaki dolarları toplamaya devam ediyor.
Bir günde zenginleşenler, bir günde de fakirleşir.
Merhum üstad diyor ya; Mehmed’im sevinin başlar yüksekte
Ölsek de sevinin eve dönsek de,
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte
Yarın elbet bizim elbet bizimdir. Gün doğmuş gün batmış ebed bizimdir…
Soros’un çocukları bu memleketten bir gün mutlaka gidecek.
Bu ülke bizim, bu memleket bizim.
Biz yine aynı yerimizdeyiz.
Aynı devam ediyoruz.
Günü kurtarmakla uğraşanlar, günlük düşünenler bilin ki bu memleket size kalmaz.
Yine bir üstad ile devam edelim; diyor ya, geldikleri gibi gitmediler.
Kimi itini bıraktı, kimi bitini.
Kimi de piçini.
Yoksa bu kadar şerefsizin bizden olması mümkün değil.
Evet, son günlerdeki krizi bize yaşatanların genel durumu bu.
Sorosu’n çocukları.
İstanbul’u ve ekonomiyi mesken tutanlar.
Bir bunlar, birde hala mecliste ve bakanlık görüşmelerinde kürdistan diye tutturanlar.
Siyasi parti liderinin burası kürdistan sözüne cevap verememesi.
İçinize siniyor mu?
Benim içime sinmiyor.
İçte içine sinmeyen bir bu memleketin evladı, Baki Ersoy'un çıkışı vardı dün.
''Ne kürdistanı ulan''.
Evet, anlayana salladığı parmak çok önemli idi.
Vatandaşların ortak sesinin tercümanı oldu.
Kendisine teşekkür ediyoruz.
Genel siyaset ve ekonomide bunlar yaşanırken, yerelde Kayseri'de siyasette devam ediyor.
AK Parti cephesinde açılışlar ve yatırımların hızı kesilmezken, yapılanları görmeyerek fütursuzca eleştiri yapanların kulakları duymuyor, gözleri görmüyor.
Bir helalleşmedir gidiyor, haklarını helal etmeyenlere inat.
Bu memleketin insanları ne 28 Şubatları unutur ne de yapılanları.
Yerelde sahte kaşe bastırıp zamanın belediye başkanını suçlayanlar daha sonra gelip biz tezgah kurduk, sahtekarlara inandık, senide kamuoyunuda yanlış bilgilendirdik, bize hakkınızı helal edin mi diyecek?
Yok öyle yağma.
Bu zulme o zaman sessiz kalmayanlar hala sesiz değil unutmayın.
Şartlar ne olursa olsun, o zamanda şimdide yerimizde yurdumuzda belli.
Yaşasın zalimler için cehennem.
Bu günlükte bu kadar.
Kalın Sağlıcakla.
YORUMLAR