Bazı insanları tanıyamadığım için üzgünüm. Tanıdığım sandığım insanları.
Bilmem sizde de öyle oldu mu?
Alemde insan olmayan ne bilir insan kıymetini derdi anneannem.
Gerçekten de öyle değil mi? Ne kadar tanıdım deseniz de tanıyamamışınız. Tüm gerçekler bazen onu gösterdiğinde üzülürsünüz öyle değil mi?
Bazen yol arkadaşlığı yaptığınız yani yoldaşınız olduğunu düşündüğünüz dost ya da arkadaş sandığınız kişiler sizi sırtınızdan vurur. Çokta üzülmemek lazım aslında, Habil’in Kabil’i varsa başka yapacak bir şeyiniz olmaz.
Küçük bir kıssa;
Hz. Ali Efendimizin öldürülmesi için kiralık katil tutulur. Ali Efendimize bu olay söylenir. Hz. Ali Efendimizde tebessüm eder. ''Ya Ali biz öldürüleceğinden senin için kiralık katil tutulduğundan bahsediyoruz sen tebessüm ediyorsun '' diye söylenirler. Gerçek olan şu ki Hz. Ali Efendimizi şehit eden kişi kendisi tarafından korunmuş kollanmış kişidir. Aslında Ali Efendimiz ona tebessüm etmektedir. Ve kiralık katil tam secdede iken sırtından hançerlenir ve iki gün sonrada bu dünyadan göç edip gider.
Ölümü kendisine ekmek ve yemek verdiği hatta kervanını bağışladığı kişiden olur. Bunun için çokta düşünmemek lazım. Bugün size yoldaşım diyenler yarın hepinizi unutur. Ne makamınız kalır, ne başkanlığınız. Bir telefonunuz bile çalmaz. Unutulur gidersiniz.
Çok güvenmemek gerekir bu günümüze. Yarının ne getireceğini kimse bilemez. Ne partiliniz kalır ne makamınız ne de gücünüz.
Örneklerle sabit bunların hepsi.
İyilik biriktirmek lazım.
Bir gün lazım olduğunu düşünmeden sadece Allah(c.c) rızasını kazanabilmek için. Birde vefalı olmalı insan. Vefasız insan, imansız insan der büyükler. Bu sebeple sık sık imanı kontrol etmek için vefa göstermek gerekir.
Yine bir kıssa ile bitirelim. Behlül Dane Hz. bir gün ortalıktan kaybolur. Üç beş gün kimse bulamaz. Epey zaman geçince Harun Reşit etrafa haber salar. Behlül Dane’yi bulurlar. Harun Reşit’in huzuruna çıkarlar. Hemen soru sorar Harun Reşit? ''Kaç zamandır nerelerdeydin meraklandırdın bizi der. Behlül Dane de yukarıda idim diye gökyüzünü işaret eder. Ne yaptın orada deyince Cennet ve Cehenneme uğradım diye cevap verir. Cevaba herkes tebessüm eder. Kendilerinin mutlaka Cennet ile müjdeleneceğini düşünenler tebessümle Cehennemi sorarlar. Çok yanan var mı idi derler?
Behlül'de ''ben yanan hiç görmedim. Orada herkes kendi ateşini kendisi getiriyordu der.
Evet, hepimiz kendi ateşimizi götüreceğimiz yerin hazırlıklarını dünyada gıybet ile dedikodu ile nifak ateşini yakmaya devam mı edelim.
Yoksa helalleşelim mi?
Buda size kalmış.
Kalın Sağlıcakla.
YORUMLAR