“Antibiyotikte değil sağlığınızda ısrarcı olun”
“Hekiminiz yazmadıkça antibiyotik kullanmayın ve talep etmeyin, sağlığınızı riske atmayın”
“Her hastalıkta değil gerektiğinde antibiyotik”
Sağlık Bakanlığı’nın antibiyotiklerle ilgili toplumu bilinçlendirmek amaçlı hazırladığı bu sloganlar kamu spotlarından tanıdık geliyordur. Bazen dinleyip geçiyor ya da ilgimizi çekmeyeceğini düşünerek mi atlıyoruz bilemiyorum. Televizyonda reklamı yapılan ne olduğu meçhul bir zayıflama çayını hastalar eczaneye defalarca sorabiliyorken, bu kamu spotlarını yeterince dikkate almıyor olmalılar ki eczaneden reçetesiz antibiyotik talep edebiliyorlar. Ya da “zayıflamak” vaat edildiği zaman o çayı içtiğinde kişi zayıf halini hayal edip dikkatini o yöne kolayca verebilirken, antibiyotik direncinin sonuçlarını öngöremediği ya da öngörmek istemediği için çok da oralı olmayabiliyor.
ANTİBİYOTİK NEDİR?
Antibiyotikler, bakterilerin neden olduğu enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde kullanılan, bu bakterileri öldürerek ya da çoğalmalarını engelleyerek etki eden kimyasal ilaçlardır. Enfeksiyon hastalıkları bakteri, virüs, mantar ve parazit gibi çeşitli mikroorganizmaların neden olduğu hastalıklara verilen isimdir. Dolayısıyla bakteri kaynaklı olmayan enfeksiyonların tedavisinde antibiyotikler etkili olmazlar. Örneğin, üst solunum yolu enfeksiyonlarının büyük çoğunluğu virüs kaynaklıdır ve antibiyotik tedavisine gerek olmaksızın 7-10 gün içerisinde iyileşme sağlanır. Aynı şekilde grip, soğuk algınlığı gibi durumların iyi bir bağışıklık sistemiyle atlatılması gerekir. Bu noktada enfeksiyonun kaynağı ile ilgili doktorun koyacağı tanı çok önemlidir.
ANTİBİYOTİK DİRENCİ NEDİR?
Mikroorganizmaların kendilerini öldürmeye yetmeyen dozlarda, öldürücü kimyasalla bir arada kaldığı sürede o kimyasala direnç geliştirerek kendini korumaya almasıdır. Direnç geliştiren bakteri başka bir kişide hastalığa neden olduğu zaman o kişinin kullandığı antibiyotik kendisine yetersiz gelecek ya da mekanizma olarak hiç etki etmeyecektir. Daha anlaşılır bir dille ifade edecek olursak, bakteri düşmanın kendisini nasıl öldüreceğini öğrenmiş ve çoktan önlemini almıştır.
Antibiyotik direnci günümüz ve geleceğimiz için görmezden gelemeyeceğimiz kadar ciddi bir küresel sorundur. Dirençli bakterilerin neden olduğu hastalıklar, özellikle bağışıklık sistemi zayıflamış hastalarda ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Bu hastalıklar tedaviye dirençli olup, hastaların hastanede yatış sürelerinin uzamasına ve bununla ilgili yeni hastalıkların gelişmesine, ölüm ve hastalığa yakalanma oranlarında artışa neden olmaktadırlar.
Antibiyotik direncinin önüne geçilmemesi durumunda, gelecekte enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde antibiyotikler tamamen etkisiz hale gelebilir ve basit yara enfeksiyonları tıpkı antibiyotiğin keşfinden önceki yıllar gibi ölümle sonuçlanabilir.
BU KONUYLA İLGİLİ NELER YAPILIYOR?
Dünya Sağlık Örgütü bu konuda 1998 yılında üye ülkelerin antibiyotik direncine karşı harekete geçmesi kararını almış; 2001 yılında antibiyotik direncinin sınırlandırılmasına yönelik DSÖ Global Strateji ’si yayınlanmıştır. Halk sağlına yönelik tehdidin önemine dikkat çekmek adına 2011 Dünya Sağlık Günü’nün temasını antibiyotik direnci olarak belirlemiş ve direnç gelişimini durdurmak için tüm dünyayı bu konuyu düşünmeye, konuyla ilgili harekete geçmeye ve sorumluluk almaya çağırmıştır. Ülkemizde de Sağlık Bakanlığı’nın yürüttüğü Akılcı İlaç Kullanımı faaliyetlerinde antibiyotiklerin akılcı kullanımına yönelik bir çok çalışma yapılmaktadır. Antibiyotikleri doğru kullanma konusunda bizim de toplum olarak farkındalığımızı arttırmamız gerekir.
BİLİNÇLİ ANTİBİYOTİK KULLANIMI NASIL OLMALI?
1. Antibiyotik kullanırken doz ve zaman talimatlarına uymak çok önemlidir. Antibiyotiğin reçetelenen zaman aralığında ve dozunda alınması direnç gelişimini önlemeyi ve tedavide istenilen sonucu almayı sağlar.
2. Tedavi yarıda kesilmemelidir. Tedaviye başladıktan birkaç gün sonra kendinizi daha iyi hissetseniz bile tedavi sürecinin tamamı devam ettirilmelidir. Bakterilerin tamamen yok edilmesi ve direnç geliştirmelerinin önlenmesi bu şekilde mümkün olmaktadır.
3. Tedavinin gün ve dozuna göre kutuda ilaç artabilir. Artakalan ilaç saklanmamalı yeni bir hastalıkta daha önce de onu kullanmıştım yine iyi gelebilir mantığıyla kişi kendi tedavi protokolünü oluşturmamalıdır.
4. Antibiyotik ağrıyı dindirmez, burun akıntısını, öksürüğü hafifletmez, ateşi düşürmez. Hasta bunun farkında olmalı ayrıca antibiyotik talebinde bulunmamalıdır.
Mail: [email protected]
YORUMLAR