Hayatın her döneminde olduğu gibi ergenlik döneminde de yani çocukların yetişkinliğe adım attığı dönemde de sağlıklı, dengeli, yeterli beslenme çok önemlidir. Ergenlik; fiziksel, biyokimyasal, ruhsal ve sosyal yönden hızlı büyüme, gelişme ve olgunlaşma süreçleriyle çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemidir. Ergenlik çağı 12-18 yaş grubunu içerir. Ergenlik çağının genellikle kızlarda 10-12, erkeklerde ise 11-14 yaşlar arasında başladığı kabul edilmektedir. Bu dönemde büyüme ve gelişme çok hızlıdır ve vücudun enerji ihtiyacı yüksek noktalara ulaşmıştır.
Ergenlik döneminde büyüme ve gelişme hızlı olduğu için, genç adaylarının enerji ve besin öğelerine ihtiyacı artmaktadır. Bu dönemdeki bireylerin artan ihtiyaçlarının karşılanmasında çeşitli sorunlar ortaya çıkabilir. Bu sorunların bir bölümü ergen bireyin yaşam şekliyle, bir bölümü ise bilinçsizlik nedeniyle kazanılan hatalı alışkanlıklarla ilgili olabilir. Sorunların giderilip, bireyin sağlıklı büyüme ve gelişmesini sağlayacak beslenme koşullarına kavuşturulmasında ve ileriki yaşamında sağlığını olumlu etkileyecek alışkanlıkların kazandırılmasında aileye, okula ve toplumun diğer kurumlarına önemli görevler düşmektedir. Çünkü tüketilen her besin, her ürün vücutta aynı şekilde yakılmaz.
Paketli bisküvi, atıştırmalık gibi ürünler yüksek miktarda basit şeker içeriği nedeniyle bel çevresinde yağlanmaya neden olmaktadır. Bilimsel veriler, ergenlik dönemindeki çocukların bu bahsettiğim yüksek basit şeker bulunduran ürünleri önerilen seviyelerin üstünde tükettiklerini göstermiştir.
Bir başka dikkat edilmesi gereken konu ise fiziksel aktivite. Ergenlik dönemindeki bireylerin her gün en az 60 dakikalık orta yoğunlukta aktivite yapması önerilir. 13-15 yaş arası ergenlerin sadece %14'ü ve kızların %8'i bu kurallara uymaktadır.
Bununla birlikte, ergenlik çağında özellikle kızlarda yemek yeme ile ilgili bozukluklar olarak anoreksiya nervosa ve bulimia nervosa görülmektedir. Genç adayı kendi kendini kusturmakta, laksatif ve diüretik ilaçlar kullanmakta ve sağlığı bozulmaktadır. Genç adayı, bir deri bir kemik görünümünü almaktadır ve bu durumlarda psikiyatrik tedavi görmesi gerekmektedir. Sorunların nedenlerinin araştırılması büyük önem kazanmaktadır.
Ergenlik dönemindeki bireylerin yüksek doymuş ve trans yağ tüketmeleri de büyük bir sorundur. Hazır olarak tüketilen patates kızartması, cipsler hem doymuş ve trans yağ hem de yüksek miktarda sodyum içermektedirler. Yine yüksek miktarda doymuş ve trans yağ tüketimi genç ergenlerde kilo artışına en kötüsü de obeziteye neden olabilmektedir. Diyetteki doymuş yağ miktarı ve serum kötü kolesterol düzeyi ile kalp-damar hastalıkları arasında ilişki olduğu bilinmektedir. Bu hastalıklar yetişkinlerde görülmesine karşın temelleri çocukluk çağında atılmaktadır. Genellikle ayak üstü beslenmede A ve C vitaminleri, kalsiyum, posa tüketimi yetersizdir, yağ ve tuz tüketimi ise yüksektir.
Toparlayacak olursam; bu dönemde gelişimin de hızlı olması nedeniyle ergen bireylere sağlıklı beslenme ve doğru yaşam tarzı alışkanlıkları aşılanmalıdır. Bu noktada en büyük görev aileye düşmektedir.
YORUMLAR